LONDRA – Türk şirketlerinin Birleşik Krallık pazarına giriş sürecine ışık tutmayı amaçlayan “Scaling into the UK” başlıklı panel, 11 Haziran 2025’te Londra’daki The Landmark Hotel’de gerçekleştirildi. Greymore ve Sistem Global iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, şirketlerin İngiltere’de nasıl konumlanabileceği, karşılaşabilecekleri zorluklar ve uygulanabilecek stratejiler ele alındı.

Etkinlikte moderatörlüğü Greymore Kurumsal Hesaplar Başkanı Evren Çelik üstlenirken, panelistler arasında İşbank UK Genel Müdürü Mete Uluyurt, Sistem Global UK & Global Masası Başkanı Aylin Alkan, Oleka Capital Kurucu Ortağı İlker Sözdinler ve Greymore Ortağı Çağrı Coşar yer aldı.

Diplomatik ve Kurumsal Katılım Yoğundu

Etkinlik, iş dünyasının yanı sıra diplomatik düzeyde de yoğun ilgi gördü. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Londra Büyükelçisi Elin Suleymanov, Avrupalı Türk Markalar Birliği (ATMB) Başkanı Vehbi Keleş, Ziraat Bankası Londra Genel Müdürü Ersan Söğüt, Türkiye’nin Londra Ticaret Başmüşaviri Devlet Selim Paslı, Londra Büyükelçiliği Hazine ve Maliye Baş Müşaviri Ahmet Yalçın Yalçınkaya ve  KKTC Londra Temsilciliği’nde görevli Muavin Konsolos Mustafa Erçakıca da katılımcılar arasında yer aldı.

Greymore’un Yeni Kurumsal Kimliği Tanıtıldı

Etkinlikte konuşan Greymore  kurucu ortağı Cemal Türk, ofisin yeni kurumsal kimliğini tanıttı. “Bu sadece bir isim değişikliği değil, aynı zamanda daha stratejik, daha kapsayıcı bir dönüşüm süreci” diyen Türk, Türk şirketlerinin Birleşik Krallık pazarında karşılaştığı zorluklara karşı hukuk, mevzuat ve strateji desteği sağladıklarını ifade etti. Türk, etkinliğe katılım gösteren diplomatik temsilcilere ve iş dünyası paydaşlarına da teşekkür etti.

Greymore  kurucu ortağı Cemal Türk

Uluslararası Büyüme ve Sürdürülebilirlik Odakta

Sistem Global Vergi ve Finansal Yönetim Danışmanlığı Başkanı Ülkü Şengül, Türkiye merkezli ancak uluslararası ölçekte hizmet veren yapıları hakkında bilgi verdi. Şengül, şirketin yaklaşık 30 yıllık geçmişe sahip olduğunu ve Türkiye genelinde 10 şehirde faaliyet gösterdiğini belirtti. 650 kişilik uzman bir kadro ile beş ana başlıkta hizmet sunduklarını ifade eden Şengül, bu alanların vergi danışmanlığı, teşvik yönetimi, finansmana erişim, marka ve fikri mülkiyet ile uluslararası pazara giriş danışmanlığı olduğunu aktardı. 2024 itibarıyla 4.000’i aşkın firmaya hizmet verdiklerini söyleyen Şengül, “Bu firmaların büyük bölümü teknoloji üreten, katma değerli üretim yapan KOBİ’ler. Biz de bu şirketlerin sadece yerel değil, global ölçekte de sürdürülebilir şekilde büyümeleri için destek veriyoruz” dedi.

Sistem Global Vergi ve Finansal Yönetim Danışmanlığı Başkanı Ülkü Şengül

Fintek Perspektifi ve Yatırımcı Gözüyle İngiltere Pazarı

Girişimcilikten yatırımcılığa geçen Oleka Capital Kurucu Ortağı İlker Sözdinler ise Türkiye’den çıkardığı fintech şirketiyle yaşadığı deneyimleri paylaştı. İngiltere pazarının sunduğu avantajlara değinen Sözdinler, yatırım alma süreçlerinde karşılaşılan temel zorluklara dikkat çekerek, “Yabancı yatırımcılar Türkiye’nin gri listeden çıkmasını yakından izliyordu. Hukuki altyapının sağlamlığı yatırımın ön koşulu” şeklinde konuştu.

Sözdinler, girişimcilerin İngiltere pazarına yalnızca kişisel motivasyonlarla değil, rasyonel pazar analizleriyle girmesi gerektiğini vurguladı.

Özellikle yatırım almak isteyen Türk şirketlerinin sıklıkla düştüğü hatalara değinen Sözdinler, “Yabancı yatırımcı size ilk olarak ‘Sadece Türkiye’de mi faaliyet gösteriyorsunuz?’ diye sorar. Ardından ‘Geliriniz hangi para biriminde?’ sorusu gelir. Eğer bu sorulara döviz bazlı ve bölgesel ölçekli yanıtlar veremiyorsanız, sürece baştan 1–0 geride başlıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

İngiltere pazarında şirket kurmanın teknik olarak kolay ama operasyonel olarak karmaşık olduğunu hatırlatan Sözdinler, özellikle personel maaşları, hukuki yükümlülükler ve yerelleşme maliyetlerinin birçok girişimciyi hazırlıksız yakaladığını belirtti. “Bir satış uzmanına burada 10.000 sterlin maaş verileceğini duyunca, girişimciler Türkiye’deki kârlılık hesaplarını aynı formülle uygulamaya kalkıyor. Bu büyük bir hata” dedi.

Soldan Sağa : İşbank UK Genel Müdürü Mete Uluyurt, Oleka Capital Kurucu Ortağı İlker Sözdinler

Girişimcilerin, pazarı tanımadan doğrudan yatırım yapmaya yönelmemesi gerektiğini vurgulayan Sözdinler, “Önce pazara tutunun, sonra büyümeyi planlayın. Bu bir sprint değil, uzun soluklu bir stratejik yolculuk” diyerek katılımcılara dikkatli, gerçekçi ve veriye dayalı planlama yapmaları çağrısında bulundu.

Sözdinler, Türk şirketlerinin İngiltere gibi pazarlarda genellikle kendi ekiplerini getirme eğiliminde olduklarını, ancak bunun sürdürülebilir olmadığını vurguladı. “O ülkeyi tanımayan birini o pazarda konumlandırmak, yüksek risk taşır. Biz 7 farklı ülkede operasyon kurarken yerel yöneticilerle çalıştık. Her ülkeye kendi kültürünü bilen, o pazarda güven inşa etmiş profesyonellerle girdik. Başarının anahtarı da buydu” dedi.

Türkiye’de start-up’ların 4–5 milyon dolara kadar yatırım bulabildiğini ancak 15–20 milyon dolar arası yatırımların hâlâ ciddi bir boşluk olduğunu belirtti. “İşte bu nedenle Oleka Capital’i kurduk. Bu aralığı hedefleyen bir fon olarak, Türkiye’den çıkan ama yurt dışında ölçeklenebilecek şirketlere yatırım yapıyoruz” diyerek, Türkiye girişimcilik ekosistemindeki finansal boşluğu net bir şekilde ortaya koydu.

Regülasyon ve Uyumun Önemi Vurgulandı

Greymore’un kurucu ortaklarından ve Kurumsal ve Ticari Hukuk Bölüm Başkanı Çağrı Coşar, konuşmasında İngiltere ile Türkiye arasındaki hukuk sistemlerinin yapısal farklarını ve bu farkların Türk şirketleri için doğurduğu zorlukları değerlendirdi. Anglo-Sakson hukuk sisteminin, Türkiye’deki kıta Avrupası hukuk sisteminden oldukça farklı işlediğini vurgulayan Coşar, “Burada sözleşmeler yalnızca bir anlaşma değil, aynı zamanda olası tüm ihtimalleri kapsayan teknik belgeler olarak hazırlanıyor. Bu nedenle 100 sayfalık sözleşmeler burada istisna değil, norm” dedi.

Coşar, Greymore’un bu zorlukları aşmak için geliştirdiği hibrit danışmanlık modeline dikkat çekerek, “Hem Türkiye’de hem İngiltere’de barolara kayıtlı avukatlarımızla çalışıyoruz. Böylece müvekkillerimize yalnızca teknik hukuki hizmet değil, aynı zamanda kültürel bir adaptasyon ve uyum desteği de sunuyoruz” diye konuştu.

Greymore’un kurucu ortağı ve Kurumsal ve Ticari Hukuk Bölüm Başkanı Çağrı Coşar

Türk şirketlerinin İngiltere’ye geldiklerinde sıklıkla “fazla güven” ya da “fazla acelecilik” arasında sıkıştığını belirten Coşar, bu yaklaşımın özellikle sözleşmeler ve regülasyonlar söz konusu olduğunda ciddi riskler doğurabileceğini ifade etti. “İngiltere’de ticaret, karşılıklı güvenle değil; yazılı kurallar ve yapılandırılmış süreçlerle yürür. Bu yüzden her cümlenin hukuken karşılığı olmak zorunda” dedi.

Coşar ayrıca, Greymore’un yalnızca Türk şirketlerine hizmet veren bir yapı olmadığını, ancak Türk şirketlerinin Birleşik Krallık’taki yolculuklarında özel bir yer tuttuklarını belirterek, “Biz burada Türkiye’yi terk edin demiyoruz; Türkiye’den güç alarak bu pazara açılın diyoruz” şeklinde konuştu. Amaçlarının, hukuk alanında güven inşa ederek şirketlerin uluslararası büyümesini kolaylaştırmak olduğunu vurguladı.

Türkiye ile İngiltere Arasında Ticaret Köprüsü

İşbank UK Genel Müdürü Mete Uluyurt, konuşmasında Türk şirketlerinin uluslararasılaşma sürecinde finansal altyapının belirleyici rolüne dikkat çekti. “Sürdürülebilir bir büyümeden söz ediyorsak, bu yalnızca hukuk ve operasyon değil, güçlü bir finansal zeminle mümkün olabilir” diyen Uluyurt, İngiltere gibi yüksek regülasyonlu pazarlarda faaliyet göstermenin yalnızca finansal sermaye değil, aynı zamanda kültürel adaptasyon da gerektirdiğini ifade etti. Türk bankalarının burada sadece hizmet sağlayıcı değil, aynı zamanda birer “dönüştürücü” kurum olarak hareket ettiğini vurgulayan Uluyurt, “Bizler burada adeta bir adaptör gibiyiz; Türkiye’den gelen ticari alışkanlıkları, buradaki sistemle uyumlu hale getiriyoruz” şeklinde konuştu.

İşbank UK Genel Müdürü Mete Uluyurt

Finansal projeksiyonlarda Türk girişimcilerin genellikle aşırı iyimser tahminlerle hareket ettiğini belirten Uluyurt, planlamalarda gerçekçi yaklaşımın şart olduğunu söyledi.

 “İngiltere’ye gelmeden önce şirketin artık Türkiye’de ölçeğini aşmış olması, belli bir olgunluk seviyesine ulaşması gerekir. Aksi halde bu pazarın maliyeti ağır olabilir” uyarısında bulundu. Ayrıca, Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki ticaret hacminin 2024 itibarıyla 24 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Uluyurt, bu rakamın kısa vadede 50 milyar dolara çıkarılmasının hedeflendiğini de sözlerine ekledi.

Stratejik Ortaklık ve Saha Deneyimi

Sistem Global UK & Global Desk Direktörü Aylin Alkan, ise konuşmasında Türk şirketlerinin İngiltere pazarına girişinde karşılaştığı temel sorunları yapısal bir çerçevede ele aldı.

Sistem Global UK & Global Desk Direktörü Aylin Alkan

Yaklaşık 10 yıldır Londra’da yaşayan ve son yıllarda Sistem Global’in tüm global ofis koordinasyonundan sorumlu olan Alkan, “Şirketler genellikle pazara girmeden önce yeterli ‘go-to-market’ planı oluşturmadan harekete geçiyor. Bu da hem zaman hem bütçe kaybına yol açıyor” dedi. İngiltere’de satışın yalnızca ürün veya fiyatla değil, uzun vadeli güven inşasıyla mümkün olduğunu belirten Alkan, “Burada güven, düzenli görünürlük, vaka çalışmaları ve referanslarla oluşur. Satın alma süreçleri de Türkiye’ye göre çok daha katmanlı ilerliyor” ifadelerini kullandı.

Alkan, Türkiye’den gelen girişimcilerin genellikle ilk 6 ayda adaptasyon süreci yaşadığını, satışların ise 9 ila 18 ay içinde oturmaya başladığını belirtti. “İngiltere’de başarı, kısa vadeli kampanya mantığıyla değil; doğru vergi, hukuk ve pazarlama stratejileriyle inşa edilebilir” diyen Alkan, Sistem Global’in bu alanda sunduğu entegre hizmetlerin, şirketlere sadece pazara girişte değil, yerelleşme ve ölçeklenme süreçlerinde de yol gösterdiğini vurguladı.

Etkinlik Networking Oturumu ile Son Buldu

Etkinlik, panelin ardından gerçekleştirilen networking kokteyliyle sona erdi. Panelistler ve katılımcılar, etkinlik boyunca iş dünyasına yönelik deneyimlerini paylaşarak yeni iş birlikleri için zemin oluşturdu.