Birleşik Krallık, 31 Ocak 2020’de Avrupa Birliği’nden ayrıldı. Ancak, ticaretin devamlılığını sağlamak amacıyla AB’nin tek pazarı ve gümrük birliğinde 11 ay daha kalmaya devam etti. 1 Ocak 2021 itibarıyla tam anlamıyla AB’den ayrılan ülke, ticaret, göç ve ekonomi politikalarında önemli değişimler yaşadı.
Bu süreçte, özellikle ticaret alanında yeni zorluklarla karşılaşıldı. AB ile yapılan serbest ticaret anlaşması sayesinde ithalat ve ihracatta tarifeler uygulanmasa da, artan bürokratik engeller ve yeni evrak işlemleri şirketler için büyük bir yük oluşturdu. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, AB ile ticaret yaparken daha fazla maliyet ve zaman kaybı yaşadıklarını belirtirken, İngiltere Bütçe Sorumluluk Ofisi (OBR), Brexit’in uzun vadede Birleşik Krallık ekonomisinin %4 küçülmesine neden olacağını ve ticaret hacmini %15 oranında azaltacağını öngörüyor.
Brexit sonrası, Birleşik Krallık hükümeti yeni ticaret anlaşmaları yapma yetkisini kazandı. Avustralya, Yeni Zelanda ve Kapsamlı ve İlerici Trans-Pasifik Ortaklığı (CPTPP) gibi ülkelerle anlaşmalar imzalanırken, ABD ve Hindistan ile müzakereler devam ediyor. Ancak yapılan analizlere göre, bu anlaşmaların ekonomik getirisi, AB ile kaybedilen ticari avantajları tam anlamıyla telafi edemiyor.
Göç Politikalarında Radikal Değişiklikler
Brexit’in en büyük etkilerinden biri de göç politikalarında görüldü. 2016’daki referandum kampanyalarında en çok tartışılan konulardan biri olan AB vatandaşlarının serbest dolaşım hakkı, Brexit sonrası sona erdi. Yeni göç politikalarına göre, hem AB hem de AB dışı ülkelerden gelenler için vize zorunluluğu getirildi.
Ancak bu durum, göç seviyelerinin azalması anlamına gelmedi. Özellikle sağlık ve bakım sektöründe iş gücü açığını kapatmak için verilen çalışma vizeleri ve uluslararası öğrencilerin artan ilgisi, AB dışından gelen göçmenlerin sayısında ciddi bir yükselişe neden oldu.
İngiltere’ye gelen uluslararası öğrencilerin sayısındaki artışta, Boris Johnson hükümetinin 2021 yılında mezun olan öğrencilere çalışma izni tanıması önemli bir rol oynadı. Üniversitelerin mali açıdan zorlandığı bir dönemde, uluslararası öğrenciler Birleşik Krallık’taki eğitim sektörünün önemli bir finansal kaynağı haline geldi.
Bilim ve Araştırma Alanında AB ile Yeniden İşbirliği
Brexit’in ardından bilim ve araştırma alanında AB ile olan ortaklıklar da yeniden düzenlendi. Birleşik Krallık, uzun süren müzakerelerin ardından AB’nin bilimsel araştırma programı olan Horizon Europe’a yeniden katılma kararı aldı. Ancak bu katılımın bir bedeli var. Ülke, bu program için AB bütçesine yıllık ortalama 2 milyar sterlin ödeme yapmak zorunda.
Uzmanlara göre, Birleşik Krallık geçmişte Horizon Europe’dan en fazla fon alan ülkelerden biri olduğu için bu ortaklık uzun vadede faydalı olabilir. Ancak gelecekte bilimsel araştırmalarda AB ile daha fazla işbirliği yapılması gerekecek.
Brexit Sonrası AB ile İlişkiler: İşçi Partisi Yeni Bir Sayfa Açmak İstiyor
Brexit’in Birleşik Krallık üzerindeki etkileri hala hissedilirken, 4 Temmuz 2024’te iktidara gelen İşçi Partisi, AB ile ilişkileri yeniden şekillendirmeyi hedefliyor. İşçi Partisi lideri ve Başbakan Keir Starmer, AB ile yeniden yakın işbirliği kurmayı desteklerken, tam üyelik için bir girişimde bulunulmayacağını belirtti.
Özellikle ticaret, bilimsel araştırmalar ve sınır güvenliği konularında daha güçlü ortaklıklar kurulması bekleniyor. İşçi Partisi hükümeti, İngiltere’nin ekonomik büyümesini hızlandırmak ve ticaretin önündeki engelleri azaltmak için AB ile daha fazla diyalog kurmayı amaçlıyor.
Brexit’in Beşinci Yılında Genel Değerlendirme
Brexit’in üzerinden beş yıl geçmesine rağmen, ticaret, göç, ekonomi ve AB ile işbirliği konularında tartışmalar devam ediyor.
- Ekonomik büyüme beklentileri düşerken, ticarette yaşanan bürokratik engeller özellikle küçük işletmeleri zorlamaya devam ediyor.
- Göç politikalarında AB vatandaşlarına yönelik kısıtlamalar uygulanırken, AB dışından gelen göçmen sayısında belirgin bir artış yaşandı.
- Bilim ve araştırma alanında AB ile yeniden işbirliği kurulsa da, uzun vadeli etkileri henüz net değil.
- Yeni hükümet, AB ile ilişkileri yeniden düzenlemek isterken, Brexit’in getirdiği ticari ve ekonomik sonuçlar hala büyük bir tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Önümüzdeki yıllarda, Brexit’in etkileri daha da belirgin hale gelecek. Birleşik Krallık’ın küresel ticaret, ekonomi ve göç politikalarındaki yönelimi, ülkenin uzun vadeli büyümesini belirleyecek en önemli faktörlerden biri olacak.
Yorumlar