Birleşik Krallık’taki doğurganlık kliniklerinde bir donörden sadece 10 aile için çocuk sahibi olunabilmesini öngörürken, bu spermlerin yurt dışına ihraç edilip farklı ülkelerde kullanılmasına dair herhangi bir kısıtlama bulunmuyor.
Donör anonimliğinin sona ermesi ve DNA testi siteleri aracılığıyla genetik akrabaların izlenebilmesi, bu çocukların Avrupa genelinde onlarca biyolojik üvey kardeşle karşılaşma ihtimalini artırıyor.
Üreme ve Klinik Bilimciler Derneği (ARCS) Başkanı Prof. Jackson Kirkman-Brown, İnsan Döllenmesi ve Embriyoloji Kurumu’na (HFEA) kısıtlamaları sıkılaştırma çağrısında bulunan uzmanlar arasında yer alıyor. Birmingham Üniversitesi İnsan Üreme Bilimi Merkezi’nin de direktörü olan Kirkman-Brown, “Eğer 10 aile sınırını uygulamanın önemli olduğuna inanıyorsanız, bu sınırın sperm nereden gelirse gelsin geçerli olması gerektiğini savunuyorum” dedi. Ayrıca, büyük biyolojik aileler bulmanın bazı çocuklar için zorluk yarattığını gösteren verilere de dikkat çekti.
Sperm Bağışında Artan İhracat, Birleşik Krallık’ta Endişe Yaratıyor
Birleşik Krallık, beş yıl öncesine kadar büyük ölçüde Danimarka ve ABD’den sperm ithal ederken, son yıllarda uluslararası sperm ve yumurta bankalarının Birleşik Krallık’ta donör merkezleri açmasıyla bu durum daha karmaşık hale geldi. HFEA verilerine göre, 2019-2021 yılları arasında Birleşik Krallık‘tan 7,542 pipet sperm ihraç edildi. İhracatın %90’ını gerçekleştiren Avrupa Sperm Bankası, dünya genelinde donör başına 75 aile sınırı uygulamakta ve donörlerinin ortalama 25 aileye çocuk sahibi olmasına yardımcı olduğunu tahmin etmekte. Dünyanın en büyük sperm ve yumurta bankası olan Cryos ise Nisan ayında Manchester’da bir sperm bağışı birimi açarak, dünya çapında donör başına 25-50 aile hedeflediğini belirtti.
Manchester Üniversitesi’nden Prof. Lucy Frith, donör aracılığıyla dünyaya gelen çocukların biyolojik üvey kardeşleriyle temas kurmalarının genellikle olumlu karşılandığını belirtti. Ancak kardeş sayısının arttıkça, bu durumun yönetilemez hale gelebileceğini ifade etti. “Kesin bir sayı vermek zor olsa da, 10’un üzerinde bir grup genellikle büyük olarak kabul ediliyor” dedi.
Gelecekteki biyolojik kardeşlerin sayısının belirsiz olması da başka bir endişe kaynağı. Prof. Kirkman-Brown, “Bir kez spermi dondurduğunuzda, sperm yaşlanmıyor” dedi. Teorik olarak, bir donörün spermi yıllar hatta on yıllar boyunca kullanılabilir, bu da gelecekte ebeveynlerinden daha yaşlı donör kardeşlere sahip olma ihtimalini doğuruyor.
Diğer uzmanlar ise sperm ve yumurta bağışının giderek ticarileşmesinin, bu süreçlerin özgecil temelleriyle çeliştiğini ve Birleşik Krallık yasalarının yalnızca zaman ve masraflar için tazminat ödenmesine izin verdiğini vurguluyor.
Yorumlar