Nottingham Üniversitesi Hastaneleri NHS Vakfı (NUH), üç yeni doğan bebeğin ölümüne yol açan güvenli bakım eksikliklerini kabul ederek 1,6 milyon sterlin para cezasına çarptırıldı. Vakıf, NHS tarihindeki en büyük doğum hizmetleri soruşturmasının merkezinde yer alıyor.

 

The Guardian’ın haberine göre, Nottingham Üniversitesi Hastaneleri NHS Vakfı (NUH), 2021 yılında doğumdan kısa bir süre sonra hayatını kaybeden Adele O’Sullivan, Kahlani Rawson ve Quinn Parker’ın ölümleriyle ilgili altı suçlamayı kabul etti. Nottingham Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, vakfın bebeklere ve annelerine güvenli bakım sağlayamaması nedeniyle ciddi ve sistematik hatalar yapıldığı belirtildi.

 

Bu dava, NHS tarihinde bir hastane vakfının doğum hizmetlerindeki ihmal nedeniyle ikinci kez yargılandığı ilk örnek oldu. NUH, 2023 yılında da Queen’s Medical Centre’da 2019 yılında doğumdan 23 dakika sonra hayatını kaybeden Wynter Andrews’un ölümüyle ilgili 800 bin sterlin para cezasına çarptırılmıştı.

 

•Adele O’Sullivan, annesi Daniela’nın acil sezaryen gerektiren yüksek riskli bir hamilelik yaşamasına rağmen, doğumdan önce sekiz saat boyunca muayene edilmediği ortaya çıktı. Daniela, hastane personelinin kendisine yardım etmek yerine fiziksel ve psikolojik olarak zarar verdiğini belirterek, “Güzel kızımızı kaybettik. Onu eve götürmek yerine doğum odasından boş ellerle, tarifsiz bir acıyla ayrıldım.” dedi.

•Kahlani Rawson, 15 Haziran 2021’de dört günlükken hayatını kaybetti. Bebeğin ölüm sebebi hipoksik iskemik ensefalopati (beyne yeterli oksijen gitmemesi sonucu oluşan bir beyin hasarı) olarak belirlendi. Annesi Ellise Rawson, karın ağrısı ve azalan fetal hareketler şikayetiyle hastaneye gitmişti ancak acil sezaryende gecikme yaşandı. Kahlani’nin büyükannesi Amy Rawson, bebeğin ölümünü “önlenebilir bir trajedi” olarak nitelendirerek, “Bu olay ailemizi perişan etti ve tarifsiz bir acıya sürükledi.” dedi.

•Quinn Parker, 16 Temmuz 2021’de doğumdan iki gün sonra çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Annesi Emmie Studencki, doğum öncesinde dört kez hastaneye gitmiş ancak durumu yeterince ciddiye alınmamıştı. 14 Temmuz’da ambulansla hastaneye götürüldüğünde kan kaybı miktarı yanlış kaydedildi, hastane kayıtlarına yalnızca 200 ml kan kaybı olduğu yazıldı ancak gerçekte kayıp 1,2 litreydi. Quinn, sezaryenle doğduğunda solgun ve hareketsizdi, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

 

Yapılan soruşturmada, daha erken sezaryen uygulanmış olsaydı bebeğin hayatta kalma ihtimali olduğu belirtildi.

 

 

Quinn Parker’ın annesi Emmie Studencki, yaşadıkları süreci “insanlık dışı ve küçük düşürücü” olarak tanımladı.

 

“Bizim saygı ve insanca muamele görme beklentimiz vardı, ancak bunun yerine acımızla baş başa bırakıldık. Hâlâ tam gerçeği ve sorumluluk kabulünü arıyoruz.” dedi.

 

 

Mahkemede ailelere hitap eden NUH yetkilileri, derin üzüntü duyduklarını ve hastane içinde önemli değişiklikler yapıldığını belirtti.

 

NUH İcra Kurulu Başkanı Anthony May, “Bu anneler ve aileler, hiçbir ailenin yaşamaması gereken acılar yaşadı. Sağladığımız bakımda başarısız olduk ve bunun için içtenlikle özür diliyorum.” dedi.

 

May ayrıca, hastane personelinin de yeterli destek sağlanmadığı için zor durumda kaldığını ve bu hataların bir daha tekrarlanmaması için ek önlemler alındığını vurguladı.

 

Care Quality Commission (CQC) tarafından 2023 yılında yayımlanan rapora göre, NUH’nin doğum hizmetlerinde bazı iyileştirmeler yapıldığı, özellikle kardiyotokografi (fetal kalp atış hızı ve rahim kasılmalarının izlenmesi) uygulamalarında ciddi bir ilerleme sağlandığı belirtildi.

 

The Guardian’a göre, NUH yetkilileri, daha fazla ebe istihdam edildiğini ve personelin ek eğitimlerden geçtiğini belirtti. Ancak mağdur aileler, alınan önlemlerin geç kalındığını ve sistematik ihmalin daha fazla can kaybına neden olmaması için bağımsız soruşturmanın sonuçlarının beklenmesi gerektiğini vurguladı.