İngiltere’de yaşayan pazarlama ve uluslararası ticaret danışmanı Dr. Hakan Yıldırım, TRT Türk’te yayınlanan Rehber programında, sağlık turizminde Türkiye’nin konumunu ve geleceğini değerlendirdi. Rabia Neva Şahin’in sunduğu programda, özellikle Avrupa ülkeleriyle sağlık turizmi ilişkileri, fırsatlar, riskler ve dikkat edilmesi gereken yasal ve kültürel hassasiyetler ele alındı.
Türkiye’ye Olan İlgi Artıyor
Dr. Hakan Yıldırım’ın açıklamalarına göre, Türkiye estetik, diş tedavisi ve organ nakli gibi alanlarda sunduğu kaliteli hizmet ve maliyet avantajı sayesinde sağlık turizminde öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’nin coğrafi yakınlığı ve turizm altyapısının güçlü olması da bu ilgiyi artırıyor.
Yıldırım, İngiltere örneğini vererek, sokaktaki on kişiden beşinin Antalya veya Ege kıyılarını ziyaret ettiğini belirtti. Bu yakınlık ve sempati sayesinde, turistik ilginin sağlık alanına da yansıdığını ifade etti.
Avrupa’daki Zayıflıklar Türkiye’nin Avantajı Olabilir
Avrupa’da yüksek maliyetler, uzun bekleme süreleri ve bazı alanlardaki yetersizlikler, Türkiye’yi cazip hale getiriyor. Yıldırım’a göre, Avrupa’da bir diş tedavisinin pahalı olması ya da bekleme sürelerinin uzunluğu, Türkiye’nin hızlı ve ekonomik hizmetleriyle karşılık buluyor.
Ancak bu süreçte en önemli unsurun “güven” olduğunu vurgulayan Yıldırım, bir hastanın aldığı iyi tedaviyi asla unutmadığını ve bunun ülkeler arası sempatiye dahi etki ettiğini ifade etti.
Kültürel Uyum ve Hukuki Bilinç Şart
Programda, sağlık turizmi faaliyetlerinin yalnızca tıbbi başarıyla değil, aynı zamanda kültürel uyumla da sürdürülebilir olduğu belirtildi. Yıldırım, Avrupa’da yardım teklifinin bile yanlış anlaşılabileceğine dikkat çekerek, sağlık çalışanlarının gidecekleri ülkenin kültürüne uygun eğitimler almalarının önemine işaret etti.
Ayrıca, otel odalarında yapılan konsültasyonlara dair olumsuz örnekler vererek, işlemlerin yasal zeminlerde, uygun koşullarda ve eğitimli kadrolarla yürütülmesinin altını çizdi.
Devlet Destekleri ve Ortaklıklar Stratejik Öneme Sahip
Yıldırım, Türkiye’nin sağlık turizmini geliştirmek isteyen kurumlar için yurt dışında şube açma, personel istihdamı ve dijital pazarlama gibi birçok alanda ciddi teşvikler sunduğunu aktardı. Ancak bireysel girişimlerden çok, kliniklerin birlikte hareket ederek güç birliği oluşturmasının etkili olacağı görüşünde.
Avrupa’daki yaşlanan nüfusa da dikkat çeken Yıldırım, bu kesime yönelik uzun süreli konaklama ve bakım hizmetlerini kapsayan özel projeler geliştirilmesinin, Türkiye’yi bu alanda daha da öne çıkarabileceğini ifade etti.
2024’te 2 milyon sağlık turisti ağırlayan Türkiye, 3 milyar dolar gelir elde etti
Ticaret Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’nin sağlık hizmetlerinden elde ettiği gelir, 2003 yılında 203 milyon dolarken, 2022 itibarıyla 2,2 milyar dolara yükseldi. Sağlık turizmine olan ilginin artmasıyla birlikte 2024 yılında bu rakam 3 milyar dolara ulaştı.
Uluslararası Sağlık Hizmetleri AŞ (USHAŞ) tarafından paylaşılan istatistiklere göre, Türkiye 2021 yılında sağlık amacıyla 670 binden fazla yabancı ziyaretçi ağırlarken, bu sayı 2022’de yüzde 88 artarak 1,25 milyona çıktı. 2023’te ise bu rakam 1,8 milyonu geçti. 2024 yılında Türkiye’ye gelen sağlık turisti sayısı 2 milyonu buldu.
İletişim Tüm Sürecin Belirleyicisi
Dr. Yıldırım, dijital pazarlamadan hastayla yüz yüze görüşmeye kadar her aşamada kurulan iletişimin, hasta memnuniyetini ve tekrar tercih edilme oranını doğrudan etkilediğini belirtti. Açık, net ve kültürel açıdan hassas iletişim stratejilerinin, yalnızca kliniği değil, Türkiye’nin genel imajını da güçlendireceğini söyledi.
Türkiye İmajını Temsil Eden Kurumlar Dikkatli Olmalı
Yıldırım, özellikle dijital pazarlama ve yurt dışı tanıtım faaliyetlerinde bulunan sağlık kuruluşlarının sadece kendi markalarını değil, aynı zamanda Türkiye’yi temsil ettiklerini vurguladı. “Bir dijital reklamda yer alan ifade yalnızca bir kliniği değil, Türkiye algısını da etkiler,” diyen Yıldırım, bu nedenle sağlık turizmi yapan kurumların kamu diplomasisine uygun, şeffaf ve kültürel hassasiyeti yüksek bir iletişim dili kullanması gerektiğini belirtti.
Sonuç: Uzun Vadeli Potansiyel Güçlü
Avrupa’daki mevcut sağlık sistemlerinin kısa vadede büyük reformlar geçirmesinin zor olduğunu belirten Dr. Yıldırım, Türkiye’nin sistematik ve kaliteli hizmet sunmaya devam etmesi halinde sağlık turizmi alanında uzun vadeli başarı elde edeceğine inandığını dile getirdi.
Program, sağlık turizminde başarının yalnızca tıbbi kalitede değil, kültürel empati, doğru tanıtım ve etik-hukuki hassasiyetlerle şekillendiğini ortaya koydu.
Yorumlar