Birleşik Krallık, Afrika’daki son sömürgesi olan Chagos Adaları’nın egemenliğini Mauritius’a devretmeye hazırlanıyor. İngiltere Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamaya göre, altı ay süren belirsizliğin ardından ABD Başkanı Donald Trump’tan gelen onayla süreçte son aşamaya gelindi.
The Guardian’ın haberine göre, anlaşma kapsamında Birleşik Krallık, Chagos takımadaları üzerindeki egemenliğini bırakacak; ancak en büyük ada olan Diego Garcia’da bulunan ve ABD ile ortak kullanılan askeri üssün kontrolünü sürdürmek amacıyla üs bakım giderlerini karşılamaya devam edecek. Üs, 99 yıllık kira sözleşmesiyle faaliyet göstermeye devam edecek.
Trump’tan Destek Mesajı
Şubat ayında Beyaz Saray’ı ziyaret eden Başbakan Keir Starmer’a Trump tarafından “ülkenizin yanında olma eğilimindeyim” mesajı verilmişti. Trump ayrıca, “bunun çok iyi sonuçlanacağına dair bir his” taşıdığını dile getirmişti.
Chagos Adaları’nın devri planı Ekim ayında açıklanmıştı. Ancak hem Mauritius’taki hükümet değişikliği hem de Trump’ın yeniden başkanlık görevine başlaması süreci belirsizliğe sürüklemişti.
Eleştiriler ve Güvenlik Endişeleri
Anlaşma, ABD’de Cumhuriyetçi Parti içinde ve Birleşik Krallık hükümeti içinde bazı isimlerden eleştiri aldı. Özellikle, bu sürecin yüksek maliyetli olması ve ulusal güvenlik üzerindeki potansiyel etkileri sorgulandı.
Trump yönetimindeki Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Reform UK lideri Nigel Farage, anlaşmaya karşı açıkça lobi faaliyeti yürüttü. Farage’ın Trump ve danışmanlarını aylarca anlaşmayı reddetmeye ikna etmeye çalışması, İşçi Partisi hükümeti açısından diplomatik bir sıkıntı yarattı.
Eleştirenler, Mauritius’un Çin ile olan ilişkileri nedeniyle Diego Garcia’daki ortak askeri üssün güvenliğinin tehlikeye gireceğini savundu. Ancak Birleşik Krallık yetkilileri, bu ilişkinin abartıldığını ve bölgedeki asıl etkin gücün Hindistan olduğunu belirtiyor. Mauritius, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne katılmayı reddeden nadir ülkelerden biri.
Uluslararası Hukukun Gereği
Bakanlar, egemenlik devrinin, uluslararası mahkemelerin Mauritius lehine verdiği kararlar nedeniyle kaçınılmaz olduğunu savunuyor. Ayrıca, adalar üzerindeki hukuki belirsizliğin askeri üssün güvenliğini de zayıflatabileceği ifade ediliyor.
Yorumlar