Londra‘da kiraların hızla artmaya devam ettiği bir dönemde, son veriler kiracıların karşı karşıya kaldığı zorlukları gözler önüne seriyor. Son beş yılda kiralar ortalama %32 artarak, aylık 744 £’dan 983 £’a yükseldi. SpareRoom’un araştırmasına göre, en büyük artışlar Doğu ve Güneydoğu Londra’da gerçekleşti. Örneğin, SE2 posta kodu bölgesinde (Abbey Wood dahil Greenwich ve Bexley’in bazı bölgelerini kapsıyor) kiralar %54,7 artarak 531 £’dan 820 £’a yükseldi.

Bu artışların ana nedenlerinden biri olarak, Londra’daki emlak değerlerindeki yükselme ve artan faiz oranları gösteriliyor. Gaffsy‘nin kıdemli değerleme uzmanı Max Royston, satın al-kirala ipoteklerinin hizmet maliyetinin önemli ölçüde arttığını belirtiyor. Ayrıca, inşaat malzemeleri, müteahhitler ve enerji maliyetlerindeki artışların, özel mülk bloklarındaki hizmet bedellerinin iki katına çıkmasına neden olduğunu vurguluyor. Bu maliyet artışları, ev sahiplerinin kira fiyatlarını yükseltmesine yol açtı.

Özellikle Doğu Londra, şehrin “yaratıcı merkezi” ve “gece hayatının kalbi” olarak görülmeye devam ediyor. Bu durum, Elizabeth Hattı gibi projelerin bağlantıları geliştirmesiyle birlikte, bölgedeki talebi daha da artırarak kira fiyatlarının yükselmesine neden oluyor.

Londra’da Kira Krizine Çözüm Arayışı

Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan, özel kiralar üzerinde bir sınır getirme ve 6.000 kira kontrollü ev inşa etme vaadiyle bir soluklanma umudu sunuyor. Ayrıca, kiracılara ortalama 3.374 £ tasarruf sağlayabileceği iddiasıyla iki yıllık bir kira dondurması için baskı yapıyor. Ancak bu tür bir politikanın hayata geçirilmesi, İşçi Partisi hükümetinin desteğine bağlı ve parti bu konuda henüz resmi bir taahhütte bulunmadı.

İşçi Partisi’nin kira kontrolüne yaklaşımı temkinli olsa da, Setfords Hukuk firmasının kıdemli danışmanı Sarah Gillbe, kira üst sınırlarının yeni bir şey olmadığını belirtiyor. Geçmişte de benzer politikaların uygulandığını hatırlatarak, kira kontrolü politikasının uygulanmasında ayrıntıların önemine dikkat çekiyor. Henüz, yerel kira artışlarını kimin ölçeceği ve bu rakamların nasıl doğrulanacağı belirsizliğini koruyor.