İngiltere, Kapsamlı ve İleri Trans-Pasifik Ortaklığı Anlaşması’na (CPTPP) katılarak, Brexit sonrası dönemde en büyük ticaret adımını attı. Anlaşma, ülkeyi dünyanın en hızlı büyüyen bölgelerinden biri olan Hint-Pasifik pazarına dahil ediyor. İngiltere, bu ticaret blokuna katılan ilk Avrupa ülkesi oldu.

İşçi Partisi ve Muhafazakârlar, CPTPP üyeliğinin faydalar getireceği konusunda hemfikir, ancak bu kazançların Brexit nedeniyle yaşanan ticaret kayıpları karşısında sınırlı kalacağı belirtiliyor.

500 Milyonluk Yeni Pazar

CPTPP, dünya gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yaklaşık %15’ini oluşturan bir ticaret bloğu olarak dikkat çekiyor. Kanada, Japonya, Avustralya ve Singapur gibi ülkelerin yer aldığı bu blok, İngiliz şirketlerine 500 milyonluk bir nüfusa erişim imkanı sağlıyor. İngiliz yetkililer, üyeliğin ekonomiye yılda yaklaşık 2 milyar sterlin (88 milyar TL) katkı sunacağını tahmin ediyor.Bu rakam, Brexit sonrası Avrupa Birliği ile ticaretin azalmasından kaynaklanan %4’lük bir GSYH kaybı ile kıyaslandığında oldukça mütevazı kalıyor.

Britanya, Avustralya, Japonya, Kanada, Meksika, Yeni Zelanda, Vietnam ve Singapur’un aralarında bulunduğu 11 ülkeden oluşan bu ticaret kulübüne katılan 12. üye oldu. Anlaşma kapsamında, İngiltere’den bu ülkelere yapılan malların %99’u gümrük vergisinden muaf olacak.

Ancak uzmanlar, anlaşmanın genel ekonomik etkisinin sınırlı olacağını vurguluyor. Daha önce yapılan bir hükümet analizi, CPTPP’nin İngiltere’nin GSYH’sini yalnızca %0.08 oranında artırabileceğini öngörmüştü. Buna karşın, Brexit’in getirdiği ekonomik kayıplar dikkate alındığında, bu oran oldukça düşük kalıyor.

Çin Hakimiyetine Karşı Kale

2018 yılında kurulan CPTPP, Pekin’in katılım başvurusuna rağmen, Çin’in bölgedeki etkisini dengeleyici bir ticaret platformu olarak görülüyor. Eski Ticaret Bakanı ve mevcut Muhafazakâr Parti lideri Kemi Badenoch, bu anlaşmanın, Brexit sonrası dünyanın en hızlı büyüyen bölgesine bağlanmak için önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Hâlihazırdaki Ticaret Bakanı Jonathan Reynolds da anlaşmayı destekliyor ve bunun İngiliz ihracatçılarına, özellikle gıda, içecek, otomotiv ve finansal hizmetler alanlarında avantaj sağlayacağını ifade ediyor.

Brexit Sonrası Ticaret Hamleleri

İngiltere, AB’den ayrıldığı 2021 yılından bu yana Avustralya, Yeni Zelanda ve Singapur gibi ülkelerle ticaret anlaşmaları imzalamıştı. Ancak CPTPP’ye katılım, Brexit sonrası dönemde en kapsamlı ve stratejik adım olarak öne çıkıyor. Blok üyeliği, İngiltere’nin gümrük vergisi muafiyetleri ve daha güçlü ticaret bağlantıları sağlamasına olanak tanıyor.

CPTPP, Britanya’ya Malezya ve Brunei gibi ülkelerle daha önce bir ticaret anlaşması bulunmayan yeni pazar erişimi sunuyor. Bunun yanında, hükümet yetkilileri anlaşmanın, Brexit sonrası Avrupa Birliği’nin gümrük birliğine geri dönmeyi imkânsız hale getirdiğini savunuyor. Muhafazakâr Parti yetkilileri, bu durumu Brexit’in avantajlarını pekiştiren bir adım olarak görüyor.

Başbakan Keir Starmer, ülkenin AB gümrük birliğine geri dönmeyeceğini açıklasa da İşçi Partisi hükümeti, AB ile ticaret engellerinin azaltılmasına yönelik bir politika izliyor.

İngiltere’nin Ekonomik Beklentileri

Anlaşma, özellikle tarım, otomotiv ve finansal hizmetler sektörlerinde İngiliz ihracatçılar için fırsatlar sunacak. Uzmanlar, bunun İngiltere’nin küresel ticaret politikalarında çeşitliliği artırma çabasının bir parçası olduğunu belirtiyor.

NZ Herald ve AP haberlerine göre, bu adım İngiltere’nin ekonomik büyümesini desteklemek için atılmış önemli bir adım olsa da Brexit’in neden olduğu ticaret kayıplarını telafi etmekte yeterli olmayabilir.

Hükümet, CPTPP dışında Hindistan, Türkiye ve Körfez ülkeleriyle yeni ticaret anlaşmaları yapmayı hedefliyor. Ancak Ticaret Bakanı Reynolds, coğrafyanın ticarette hâlâ önemli bir faktör olduğunu belirterek Avrupa ile daha düşük ticaret bariyerleri arayışını sürdüreceğini ifade etti.